Ağuşuğunda ölmeyi,
Şeref'i hudud bilirdim, inan!
Gözlerine bakacak olmanın hayali,
Ümmid-i cennetti benim için, inan!
Sûretinin gölgeme düşmesi,
Ruhumu teslim etmeye yeterdi, inan!
Senin kulundum, rûchun'u vâhaldim yolunda.
Sevdi gönül neylesin? Çeşmî yâre!
Fakat bir âhval geldi başa,
Sûretin karanlıkta güneşi doğurmadı.
Bi'çare kaldım,
Yönümü bilmez kaldım.
Şekvacı olan sen,
Yaralı olan şahsı muzdaripti!
Sûretini görmeyi rüchan eylerdim,
Rüchan oldum, derd oldum.
Güneş oldun, ızdırabınla yandırdın.
Karanlık oldun, çöktün ta bi'çare
böğrüme.
Artık ne ruh ister seni,
Ne sûretini resmeder gönül kapıları, inan!
Yalnız yara kalır senden gayrı.
Kabul olan, iltihaplı bir yâr'a.
Şeref'i hudud bilirdim, inan!
Gözlerine bakacak olmanın hayali,
Ümmid-i cennetti benim için, inan!
Sûretinin gölgeme düşmesi,
Ruhumu teslim etmeye yeterdi, inan!
Senin kulundum, rûchun'u vâhaldim yolunda.
Sevdi gönül neylesin? Çeşmî yâre!
Fakat bir âhval geldi başa,
Sûretin karanlıkta güneşi doğurmadı.
Bi'çare kaldım,
Yönümü bilmez kaldım.
Şekvacı olan sen,
Yaralı olan şahsı muzdaripti!
Sûretini görmeyi rüchan eylerdim,
Rüchan oldum, derd oldum.
Güneş oldun, ızdırabınla yandırdın.
Karanlık oldun, çöktün ta bi'çare
böğrüme.
Artık ne ruh ister seni,
Ne sûretini resmeder gönül kapıları, inan!
Yalnız yara kalır senden gayrı.
Kabul olan, iltihaplı bir yâr'a.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder