5 Kasım 2018 Pazartesi

Yanlış yüzyıl/

">
Ağuşuğunda ölmeyi,
Şeref'i hudud bilirdim, inan!

Gözlerine bakacak olmanın hayali,
Ümmid-i cennetti benim için, inan!

Sûretinin gölgeme düşmesi,
Ruhumu teslim etmeye yeterdi, inan!

Senin kulundum, rûchun'u vâhaldim yolunda.
Sevdi gönül neylesin? Çeşmî yâre!

Fakat bir âhval geldi başa,
Sûretin karanlıkta güneşi doğurmadı.

Bi'çare kaldım,
Yönümü bilmez kaldım.

Şekvacı olan sen,
Yaralı olan şahsı muzdaripti!

Sûretini görmeyi rüchan eylerdim,
Rüchan oldum, derd oldum.

Güneş oldun, ızdırabınla yandırdın.
Karanlık oldun, çöktün ta bi'çare

böğrüme.

Artık ne ruh ister seni,
Ne sûretini resmeder gönül kapıları, inan!

Yalnız yara kalır senden gayrı.
Kabul olan, iltihaplı bir yâr'a.

Mektuplar


Sömürgeye kurban gitmiş toprakların
Ruhları yavaş yavaş çürüyor.

Tıpkı ben gibi.
Yavaş yavaş, fark ettirmeden.
Öldürüyor insanoğlu bizi.

Sevgisizlikleri sebep oluyor bize.
Bastığın toprağı sevmedin,
Annemi de sevmedin,
Beni de.

Mühîm değil.
Sana hiç minnet eylemedim.
Bugün kanlı bir harp çıkışı,
Seni kovdum.
Kalbimden.

BRE HASAN

Bir kor düşer ah-û zâr'ıma bugün Koca bir bina gibi yıkılır Okyanuslarda boğulurum En acılı tokat bugün atılır yüzüme En ...